İkinci Dünya Savaşı, uzay yarışı, fizikî ve davranış bilimlerindeki gelişmelerin etkisi ile meydana gelen sayısız yenilikler, öğrenci sayısının artışı ile büyüyen öğretmen ihtiyacı gibi faktörler önceki dönemlere göre farklı bir eğitim teknolojisinin gelişmesine yol açmıştır. Eğitim teknolojisi tek kitaptan bilgisayara kadar çok geniş ve çeşitli alanları kapsar hale gelmiştir. Bu gelişmeye etki eden faktörler, televizyonun icadı ile sistemler teknolojisinin geliştirilmesi olarak sayılabilir. Görsel ve işitsel kitle iletişim araçları olan radyo ve televizyon, toplum hayatına önce haberleşme aracı olarak girmiş, geniş toplulukları etkileme özelliklerinden dolayı eğitimde de etkili biçimde kullanılmışlardır.
1960’ların başında özellikle psikoloji biliminde görülen gelişmelerin etkisiyle, öğrenme–öğretme sorunlarının çözümü için yeni bir bakış açısı olmuştur.
DAVRANIŞ BİLİMLERİ DÖNEMİ
1960’ların başından itibaren eğitim teknolojisi alanında önemli değişmeler oldu. Psikoloji bilimi ve insanın öğrenmesi ile ilgili çalışmaların sonuçlarının öğretim uygulamalarına yansıtılması gereği ile eğitim teknolojisi “süreç“ olarak algılanmaya başlandı. Böylece eğitim teknolojisinin daha çok ortam, ürün, araç olarak görüldüğü bir dönem kapanmış oluyordu. Yeni dönem, öğrencinin davranışının ya da performansının nasıl değiştirilip düzeltileceğine özel önem vererek,eğitim teknolojisini süreç olarak kabul ediyordu. Kuramsal alandaki bu değişim araçların üretimine yansımıştır. Daha önceki yıllarda araçların üretiminde bireylerin özellikleri çok az dikkate alınmaktaydı. Bu tarihten sonra insan nitelikleri,zihinsel yetenekler, iletişim, ve öğrenme alanlarındaki inceleme ve araştırma sonuçları araçların üretiminde göz önünde tutulmaya başlamıştır. Değişik öğretim basamaklarında bulunan bireylerin, farklı özellik ve yeteneklerine uygun araçlar yapılması yolunda önemli gelişmeler olmuştur.[26]
Programlı öğretim akımı davranış bilimlerinin bütün disiplinlerini dikkate almamıştır. Öğrenmeye bütünüyle psikoloji açısından yaklaşırken, örneğin sosyoloji ve antropoloji bilimlerini dikkate alınmamıştır.
Denilebilir ki programlı öğretim birbirinden ayrı, fakat kuramsal olarak birbirini tamamlayan iki yapının bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Bunlardan birincisi ; davranışçılığın bütün öğrenme yaklaşımları üzerindeki güçlü etkisidir. İkincisi ise; mühendislik alanında doğan ve gelişen “sistem yaklaşımı”dır. Davranışçı akım, davranışsal amaçların geliştirilmesini sağlarken, uygulamada hangi davranışların istendik olduğunun belirlenmesi ve bu davranışların ortaya çıkarılması için güdüleme sistemlerinin geliştirilmesi gerekliydi. Sistem yaklaşımına göre ise; öğretme–öğrenme süreçleri için eldeki kaynakları ve ilgili kuramsal bilgileri bir bütün olarak kullanarak, belirli özel amaçların gerçekleştirilmesi için bir sistemin tasarımlanması, yürütülmesi ve değerlendirilmesi söz konusuydu.
Programlı öğretim o günlerde olduğu gibi günümüzde de eğitim teknolojisi alanı üzerindeki etkisini sürdürmektedir. “Bilgisayar destekli eğitim” bunlardan birisidir.
Programlı eğitim hareketi zamanla “Öğretim Sistemleri” olarak bilinen daha kapsamlı bir yapıya bürünmüştür. Öğretim sistemleri modeli, öğretimin tasarımlanması ve geliştirilmesine yönelik bir yaklaşım olarak daha çok sürece yönelik bir gelişim izlemiştir. Öğrenme sorununun çözüldüğü süreç birincil, tasarım ve geliştirme ise ikincil öneme sahipti. Öğretim sitemleri yaklaşımı hala paket program kavramında, Postlethwait’ in işitsel yönetimli sistemler ve öğretimin kişiselleştirilmesi sistemi olarak bilinen Keller Planı yaklaşımlarında görülmektedir.
Programlı öğrenmenin, öğretmen bulunmadan gerçekleşen ferdî ve bağımsız bir öğrenme türü olduğu düşünülürse, 1960’lı yıllarda eğitim teknolojisinde iki yönlü bir gelişme izlendiği söylenebilir. Bunlardan birisi toplum eğitimi, diğeri ise ferdî eğitimdir.
Ferdî öğretim, çeşitli araçlar ile sistemlerden oluşturulmuş eğitim ortamlarıdır. Başlıca uygulama biçimleri ;
· Ferdî okuma araçları
· Slaytları, film şeritlerini, filmleri, teyp bantlarını ferdî olarak kullanmaya yarayan araçlar
· Çeşitli elektronik öğrenme laboratuvarları
· Özel olarak programlaştırılmış basılı materyaller
· Skinner tipi öğretim makineleri, sözlü ve resimli olarak geliştirilmiş programları uygulayan, öğrencinin tepkisini, ilerlemesini, hatalarını saptayan araçlar.
· Günümüzde ise bilgisayarla öğretim teknolojisi ve etkileşimli video bu alandaki uygulamalar olarak görülebilir.
Toplum eğitiminde temel araç televizyondur. Televizyondan değişik şekillerde yararlanılmaktadır.
· Televizyonda özel eğitim kanallarından yayın yapmak.
· Ticari kanallar üzerinden yayın yapmak
· Kapalı devre yayın sistemi geliştirmek
· Sınıf öğretmeni yerine bir seçenek olan filme alınmış konferansları kapalı devre üzerinden yayınlamak
· Günümüzde ise bunlara uydu, bilgisayar, videonun eklenmesiyle telekonferans ve benzeri yöntemler geliştirilmiştir.
Davranış bilimleri dönemi olarak kabul edilen 1960’lı yıllarda Morris ve arkadaşları öğrenme ve öğretme süreçlerinin yapısını dört değişik gelişim modeli ile açıkladılar. Bunlar; geleneksel öğretim modeli, öğretmene destek işlevinde ortam, öğrenciye destek işlevinde ortam, öğretim sistemi modelleridir.
Akım: Televizyon kanalıyla Öğretim
Öğretim Tasarımı: Davranısçı hedefleri popüler hale getirme. Öğrenme alanları, öğretim hadiseleri, hiyerarsik analiz. ilk öğretim tasarım modelleri.
Katkıda Bulunanlar: Gagne, Gumpert (1967), Taylor (1967), Federal iletisim Komisyonu, Richard, Atkinson, Patrick Suppes.
Katkılar: Federal iletisim Komisyonu, 242 adet eğitim maksatlı TV kanalı kurdu. Ucuz, hızlı ve etkin eğitim yayınları yapıldı. Bilgisayar Destekli Öğretim (CAI) uygulamaları gelistirildi.
Ek Notlar: Televizyon projeleri beklenildiği etkiyi yaratmadı. Bunun nedenleri, öğretmenlerin direnci, TV’lerin masrafı ve TV sistemlerini okullarda islevsel hale getirmenin zorluğuydu.
- “Space War”, (1960)
- BASIC, (1964)
- Fare’nin icadı, (1968)
- 1969 Susam sokağı,
- UNIX,
- ARPANET, (1969)
Wedemeyer ve “zenginlik-articulated” kavramı
-
- Basılı materyaller
- Mektupla öğretim
- Radyo ve televizyon yayını
- Ses kasetleri,
- Telefon konferansları ile zenginleştirilmiş programlar
- 1967’de İngiliz Hükümeti eğitim kurumlarının revizyonu için komite kurdular
- 1969’da Wedemeyer’in yönlendirmesi ile Açık Üniversite kuruldu
- 6 Nisan 1965’te uydu iletişimleri başladı
- 1960-70lerde oda dolusu araçla bilgisayarlar coaxial kablo binalara, telefon kablolarıyla-uzak bağlantı
- PLATO (Programmed Logic for Automating Teaching projesi) örn. Lotus Notes
- 1969’da ABD’nin Savunma Dairesi ARPA (Advanced Research Projects Agency) ile ordu birimleri, üniversiteleri ve savunma yetkililerini bağlıyor
- 1960’lı yıllarda öğretim sistemlerinin gelişimi önemli olmaya başladı. Glaser 1962 yılında öğretim sistemini buldu ve geliştirdi. Glaser eğitim teknolojisinin eğitim psikolojisiyle ilişkisini vurgulamıştır.
- Robert Gagné Öğrenmenin koşulları (1965)
1965: öğrenme sonuçları beş alanları: sözel, zihinsel becerileri, psikomotor beceriler, tutum ve bilişsel stratejiler – her biri öğrenmeyi teşvik etme koşulları Robert Gagné öğrenme koşulları